ÖZEL HAYAT

​

1. KENDİNİ TANIMA

İlim ilim bilmektir, ilim kendin bilmektir, sen kendini bilmezsen, ya nice danışmaktır…

 

Önce kendimizi tanımalıyız. İçinde bulunduğumuz asır egoizm ve narsisim asrı. Bu asırda tüm problemler bu noktadan başlıyor. Kendimizi seviyor ve kayırıyoruz. Kendimizi merkeze, Kâbe’nin üstüne koyuyor ve herkesin bizim etrafımızda dönmesini istiyoruz. Hep “Ben” diyoruz. Ama “Ben” dediğimiz fakat bize ait olmayan -hayat sahibi mekanizmamızın- ne olduğunu bilmiyoruz. Önce kendimizi bilmemiz gerekiyor. Çoğumuz için geç de olsa…

 

Kendimizi tanırsak, (hani teşhis tedavinin yarısıdır derler ya) belki çok hastalığımızdan kurtulacak, iyileşecek, kısacık dünya hayatımızda kendimiz için yaşamamız gerektiğini anlayacağız. Çoluk çocuk, eş, anne baba, ortak, dost, arkadaş sırtınızda bir yük olmaktan çıkacak; beraber seyahat ettiğiniz şu dünya hayatı gemisinde onları sırtımızdan indirerek hem kendimiz rahat edecek, sırt ve bel ağrılarından kurtulacak hem de onlara verdiğimiz eziyet ve acıları sonlandıracağız.

 

2. EVLİLİK TERAPİSİ

Yıllardır beraber olduğunuz eşinizi çoğumuz tanımıyoruz. Eşinizi size, sizi ona anlatıyoruz. Böylece yıllardır anlayamadığınız yönlerini, “yaptıklarına bir mana veremiyorum” dediğiniz davranışlarınızı “beni bu kadar yıldır anlamadı” dediğiniz hallerini, hangi teknik özelliklerinden dolayı yapmak zorunda olduğunu, bu hallerin onun için ne kadar doğal ve aslında dönüp duran ilahi sistem içinde ne kadar normal olduğunu anlamaya çalışıyoruz. Önce kendimizi tanıyorsunuz sonra istediğiniz her hangi bir kimseyi.

 

Bunun için evlenecek gençlerin ebeveynlerine, evliler ve özellikle boşanma aşamasında olan veya boşanmış kimselere faydalı olmayı ümit etmekteyim.

 

3. EVLATLAR

Gözümüzün nuru çocuklarımız, hayatımızın gayesi haline gelen evlatlarımız için en önemli şey istikballeridir. Bir anne babanın evladı üzerinde üç vazifesi vardır:

​

1. İsim koyma

2. Dinini öğretme

3. Meslek sahibi etme.

​

Ev almak, araba almak, 40 yaşına gelse de çocuğunuzun peşini bırakmamak değil; sadece bu üç şeydir:

​

1. Çocuğunuza koyacak isim için pek bir şey diyemeyeceğim.

2. Teolog da değilim. Size yardımcı olamayacağım.

3. Ancak; belki, gelecekte seçeceği meslek dalları için size fikir verebilirim.

​

Karakter tahlili yaparak, neden size benzediğini veya benzemediğini neden iyi anlaştığınızı veya anlaşamadığınızı size anlatabilirim.

 

Neden oğlunuzun dayısına veya kızınızın halasına benzediğini; neden sizin tarafa değil de eşinizin tarafına çektiğini belki beraber anlayabiliriz. Neden sizin seçtiğiniz işi istemediğini birlikte bulabiliriz. Veya hangi iş dallarında başarılı ve mutlu olabileceğini konuşabiliriz…

 

İŞ HAYATI

1. “Türkiye’yi batıran aile şirketleri” adında bir kitap yazmayı çok düşündüm. Emekli oldum belki artık yazabilirim.

Özellikle aile şirketlerinin çokça bulunduğu bir ülkede yaşıyoruz. Babadan evlatlara geçen şirketler veya baba-oğul veya ortaklıklar şeklinde devam eden şirketlere sahibiz. Çok sevdiğimiz arkadaşımızla kurduğumuz şirketimiz yıllardır ayakta ama bir yerlerde bir takılmalar tökezlemeler oluyor. Bunun sebebi genelde ortakların kendilerinin, hanımlarının ve evlatlarının tafra dediğimiz davranışlarından oluşuyor.

 

• Bu davranışların temelde yatan sebeplerini;

• Ortaklığın devam etmesinin, her iki tarafa da çok karlı olduğu bilindiği halde neden devam ettirilemediği;

• Evlatların yıllardır emekle kurulan işleri batırmalarının engellenmesi ve pozitif hale dönüştürülmesi gibi pek çok konuda fikir beyan edebiliriz.

 

2. PERSONEL

Süre itibariyle, eşimizden, ailemizden en az iki kat beraber olduğumuz iş arkadaşlarımızın karakterini tanıyıp, iş verimini artırabilir veya kayıplar için tedbir alabilirsiniz. Karaktere göre personel istihdam edebilirsiniz. Beraber çalışmak zorunda olduğunuz veya olmadınız takım arkadaşlarınızı tanıyıp stressiz, uyumlu, hoşgörülü, neşeli ve başarı dolu günler geçirebilirsiniz.